“24 Kasım Öğretmenler Günü”nde evinde ziyaret ettiğimiz, 31 yıl öğretmen ve idareci olarak sayısız öğrenci yetiştiren Ali Şahin anılarını bizlerle paylaşarak öğretmenlere bazı tavsiyelerde bulundu.BAŞÖĞRETMEN ALİ ŞAHİN1929 yılında Korgun Bugay köyünde doğan Ali Şahin’in okul çağı geldiğinde ülkede erkeklerde okuma yazma oranı %1-2, kadınlarda ise binde bir seviyesindedir. Yurtta okuma yazma seferberliği başlatılmış, 1939 yılında biri Eskişehir Çiftelerde, diğeri İzmir Kızıltığlu’da açılan eğitmen okullarında askerde okuma –yazma öğrenen onbaşı ve çavuşlar 6 ay kurs gördükten sonra Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan kılavuzlarla kendi köylerine eğitmen olarak atanmaktaydı. Bunlardan biri Ali Efe’dir. Ali Efe, Ali Şahin’in ilkokul 1,2,3. sınıf öğretmenidir. Ali Şahin 4 ve 5. sınıfı okumak için Korgun ilçe merkezine gelir. Çünkü köylerinde 4 ve 5. sınıf yoktur. Ali Şahin, Ali Efe’den öyle eğitim almıştır ki; Korgun’da zorlanmaz, ilçe merkezinde eğitim gören öğrencilerden farkı yoktur. Pekiyi derece ile mezun olur. 1940 yılında 3 ile bir tane toplam 21 köy enstitüsü açılmış, bunlardan biri de Hasanoğlan Köy Enstitüsü’dür. Ali Şahin, 1949-1950 öğretim yılında Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nden devre birincisi olarak mezun olur. İlk görev yeri Korgun Maruf köyüdür. Çankırı’nın Korgun Maruf, Bugay, Yapraklı Karacaözü, merkez Karatekin köylerinde 10 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra artık köy öğretmenliği bitmiştir. 1963 yılında Çankırı Merkez Karatekin İlkokuluna atanır. Ardından atandığı şimdiki adı İlker Tuncay İlkokulu olan Aksu İlkokulu Ali Şahin’in öğretmenliğinin son durağıdır. Şimdiki adı Atatürk İlkokulu olan Sarıbaba ilkokuluna, daha sonra Gazi İlkokuluna eski adı ile başöğretmen, yeni adı ile okul müdürü olur. Başöğretmen olarak 17 yıllık görev sonunda 1984 yılında eğitim hayatına son noktayı koyar, emekli olur.1950 yılında Cemile Hanım’la evlenen, 1958-1959 yıllarında Adapazarı’nda yedek subay olarak askerlik görevini yerine getiren Ali Şahin ‘in biri doktor, diğeri öğretmen ve mimar üç evladı bulunuyor. ÖĞRETMEN OLMASIN!“Zamanımızda, Türkiye’de sayılı olan kolej ve yatılı okul sınavlarına tüm öğrenciler sınıf öğretmeninden aldığı bilgilerle giriyorlardı, şimdiki gibi dershaneler yoktu. Yatılı okulu kazanan fakir aile çocukları kolejlerde parasız okuyabiliyordu, fırsat eşitliği vardı.” Ali Şahin, tecrübenin sesi olarak öğretmenlere şu mesajı veriyor: “Çocuk psikolojisini, gençlik psikolojisini iyi okumayan, çocuk sevmeyen öğretmen olmasın... Dünyada isim yapmış eğitimcilerin, eğitim prensiplerini okuyup öğrenmeyenler bu mesleği seçmesin. Öğretmenlik gelişigüzel seçilecek meslek değildir. Dünyada isim yapmış eğitimcilerin birleştikleri bir nokta, ‘ ilkokuldan üniversiteye kadar amaç, yetiştirilecek insanların; kendisine, ailesine, içinde yaşadığı topluma, milletine, dünyaya faydalı bilgilerle donatılmasıdır. Bunlar yapılsa dünya daha güzel olur, savaşlar biter, herkes birbirini sever” diye konuştu.DONMAKTAN KURTULDU Sorumluluğunu yerine getirirken zor şartlara rağmen fedakârlık gösteren Ali Şahin, unutamadığı anısını paylaşırken öğretmenliğin; yazılan, çizilen, anlatılanın da ötesinde meşakkatli, ancak bir o kadar da kutsal olduğunu bizlere şu anısı ile gösteriyor.“Yıl 1957, Yapraklı Karacaözü köyünde öğretmenim. Öğretim yılı başında Milli Eğitim Müdürü başkanlığında öğretmenler toplantısı yapılır, bazı öğretmenlere çeşitli mesleki kitaplardan görev verilirdi. Görev verilen öğretmenlerden biri de bendim. Hazırlığımı tamamladıktan sonra toplantıya katılmak üzere köyden yalnız yola çıkmak zorunda kaldım. Aylardan ocak, köyün Çankırı’ya uzaklığı 30 kilometre. O yıllarda köyde araç ne gezer... Gece çıktığım yalnız yolculuğumu yıldızların ışığında patika yollarda, diz boyu kara rağmen tamamlamak zorundayım. Vahşi hayvanlara yem olmak korkusu içimi kemiriyor. Ana yola indiğimde gördüğüm at arabası ile rahatladım ve çok sevindim. Arabacı benim arabaya binmemi istedi. Yürüdüğünü gördüğüm at arabacısına ‘Sen neden binmiyorsun? ‘ diye sordum. O da ‘ Hava çok soğuk, arabaya binersem hareketsizlikten donarım ‘ cevabı üzerine ‘ O zaman ben de binmeyim ‘ dedim. Şafak söktüğünde Çankırı’ya inip zamanında toplantıya yetiştim. Meşakkatli yolculuğun sonunda eğitim ordusunun bir neferi olarak görevi yerine getirmenin rahatlığını ve mutluluğunu yaşadım.”Ali Şahin’i bu defa yine yaya olarak yapacağı dönüş yolculuğu korkusu sarmıştır“Çocuklara aldığım 3-4 kilo hediyelik yol boyunca adeta iki kat arttı, kollarım koptu. Karacaözü köyüne döner dönmez yorgunluktan, uykusuzluktan gözüm yatakta, başım koyacak yastıkta. Ne mümkün!.. Kapı çaldı. Köyden bir vatandaş hasta babası sırtında ‘Babam çok hasta, iğne vurdurmaya geldim’ dedi. Kanser olduğunu bildiğim hastanın son günleri olduğu belli oluyordu. ‘Ben sağlıkçı değilim, iğne yapmayım’ diye geri çevirmek istesem de yalvarması karşısında dayanamayıp iğneyi vurdum. Aldı mı beni bir korku!.. Ya ölürse?.. Yorgunluktan bitap düşmüş olan benim korkudan bu defa da sabaha kadar gözüme uyku girmedi. Hasta 7 gün sonra hayatını kaybetti.” Ali Şahin, aldığı görevi yerine getirmek için mazeret üretmeden kar fırtına dinlemeyip köye gidiş ve dönüşünü anlatırken sadece öğretmenlere değil tüm kesimlere ders veriyordu. Ali Şahin, Hasanoğlan Köy Enstitüsünde aldığı bilgilerle köyün elektrikçisi, doktoru, inşaatçısı, ziraatçısı yardıma koşan her şeyidir... ÖĞRETMENİN EN MUTLU ÂNI Ali Şahin, diğer bir hatırasında öğretmenin taşıması gereken özelliğe vurgu yapıyor: “ Öğretim yılı ilk günündeyiz. İlkokula yeni başlayanların, yani birinci sınıfın öğretmeni odama gelip “Müdür bey öğrencilerden biri annesinden ayrılmak istemiyor, annesinin eteğine yapışmış bırakmıyor, ağlıyor, ‘ne yapayım ?’ diye sordu. Ben de ‘ Annesi ile birlikte aynı sıraya oturt ‘dedim. Çocuk iki ders annesi ile birlikte sınıfta oturdu. 2. ders teneffüsünde ‘diğer çocukların annesi yok, sen de git’ diyerek annesini eve gönderdi. Bunun tersini yapsaydım, çocuk öğretmen tarafından azarlansaydı çocuk da okula gelmez, okuldan soğurdu. Aradan yıllar geçti. Antalya’da tesadüfen karşılaştığım bu çocuğun annesi -babası olduğunu daha sonra öğrendiğim aile beni evlerine zorla davet etti. Akşam yemeğinde kapıdan bir delikanlı girdi. Beni görünce tanıdı. Bense onu zor tanıdım. Elimi öptü. Annesi ‘Müdür Bey, ilk gün eteğimden tutup beni bırakmayan öğrenciniz’ diye tanıştırdı. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrenci olduğunu öğrendim, çok mutlu oldum.” Ali Şahin büyük sözüne itibar etmenin önemine işaret ederek “Öğretmenin yüzü kadife gibi olacak. Ancak, çocuk hata yaptığı zaman yüzünün granit gibi sert olduğunu hissettirecek. Bu ikisini bağdaştıran öğretmen başarılı olur.” dedi. Azmini, meslek aşkını başarı belge ve şiltlerle süsleyen, ömrünü insan ve ağaç yetiştirmeye adayan Ali Şahin’i, ilerlemiş yaşına rağmen bugün bile kara tahtanın önüne geçecek enerji ve dinçlikte bulduk. Bir yastıkta kocamanın gurur ve mutluluğunu yaşayan Şahin ailesine sağlıklı ömür sürmelerini dileriz.
EĞİTİM
29 Kasım 2016 - 07:32
Öğretmenin öğretmeninin öğretmeni Ali Şahin
Emekli başöğretmen Ali Şahin, “Maddi bakımdan imkânsızlıklar içinde, zor şartlarda çalıştık, şimdiki öğretmenler şanslı” dedi.
EĞİTİM
29 Kasım 2016 - 07:32