Şiddete maruz kalan kadınlarda fiziksel yaralanmalar, bilinç kaybı, ilaç ve alkol kullanımı, depresyon, kabus görme, güvensizlik, uykusuzluk, intihar girişimleri, sosyal izolasyon, komplike baş ağrıları gibi bozuklukların yüksek oranda görüldüğü ve bu bireylerin benlik saygısının daha düşük olduğu bildirilmektedir. Aile içi şiddetin algılanması ve tanımlanması her zaman toplumun ve bireylerin kültürel değerleri üzerine şekillenmektedir. Bu nedenle şiddet kullanımı, toplumun benimsediği ve meşru gördüğü bir amaç için gündeme geldiğinde o davranışın şiddet olarak algılanıp algılanmaması da oldukça güç olmaktadır. Birçok toplumda kadına şiddet uygulanması kabul edilir bir davranış olarak algılanmakta ve evliliğin sıradan bir özelliği olarak görülmektedir. Şiddete uğrayan kadınlar için güvenilir, ciddi destek sistemlerinin olmaması ve aile şiddete yönelik yasal düzenlemelerde yetersizliklerin olması şiddetin artmasına katkıda bulunmaktadır. Kadının şiddete bakış açısı yaşadığı toplumun kültürüne, mevcut yasal düzenlemelere, kadının eğitim ve sosyo-ekonomik düzeyine göre değişmektedir.
Toplumdaki şiddet olaylarının azaltılmasında konuyla ilgili toplumsal duyarlılıkların arttırılması önemlidir. Toplumda şiddete daha fazla maruz kalan grup olarak kadınların şiddeti nasıl tanımladıklarını, şiddeti nasıl algıladıkları inceleyen çalışmalardan elde edilen bulguların şiddete yönelik toplumsal duyarlılığın geliştirilmesinde etkili olacağını düşünmekteyiz.”
Sağlık İl Müdürlüğü’nün Stadyumda kurduğu stantta isteyen katılımcıların kan şekeri ölçümü yaptırdığı etkinlikte katılımcılar taşıdıkları dövizlerle kadına şiddete karşı durdu.
“Kadına Şiddet İnsanlığa İhanettir”, “Kadına Karşı Şiddete Dur De!” döviz öncülüğünde katılımcılar stadyum etrafında tur attı, daha sonra dağıldı.
Yürüyüşe, vali Hamdi Bilge Aktaş eşi ile askeri ve mülki erkân, vatandaşlar katıldı.