Karayolu ile seyahat ederken yol kenarlarındaki tabelalarda “...Hatıra Ormanı” yazısına burukluk veya mutluluk içinde bakar geçeriz. Kuruluşların ismine yakışır; kimi bakımlıdır, kimi bakımsızlıktan kurumuş. Çankırı Müftülüğünün 2004 yılında oluşturduğu hatıra ormanı da bunlardan biri. Dikilen fidanlar susuzluktan ya kuruyup kaybolmaya yüz tutmuş, ya da büyümemiş. Bunu gören İl Müftü Yardımcısı Dr. Abdullah Sağır her görev yaptığı yörede olduğu gibi Çankırı’da da kolları sıvayarak ağaç dikmeye soyunmuş. Dr. Sağır’ın Sarıbaba Mezarlığının arka sırtlarında, Çankırı Karatekin Üniversitesi Uluyazı kampüsü eski yolu üzerinde, Özel Şevkat Rehabilitasyon Merkezi Hatıra Ormanı yanında Müftülük Hatıra Ormanı’na hayat vermek için sabır ve azimle tek başına verdiği örnek mücadele takdire şayan. Malum bürokratik engellere takılsa da, verilen sözler tutulmasa da yılmayan Dr. Sağır’ın, gecesini gündüzüne katıp, tatilinden fedakârlık yaparken de, özel otosuna yakıt, bel vb için cebinden para harcarken de aklında sadece ve sadece ağaç dikmek, etrafı yeşillendirmek, çevresini ağaç dikmeye teşvik etmek vardı. Eşinden, dostundan, mesai arkadaşlarından destek alan, günü geldiğinde hanımının da “Çankırı’da hatıra dikili ağacım olsun” diye koştuğu, ağaç dikmekle yatıp kalkan Dr. Sağır, Orman İşletme Müdürlüğünden temin ettiği bin 300 fidanın ilçelere dağıtımını sağladıktan sonra Orman İşletme Müdürlüğü’nün merkeze tahsis ettiği sedir, sarıçam, karaçam bin 200 fidanı toprakla buluşturmak için soyundu.CAN SUYU OLUYOR Bu güne kadar 600 adet fidan diken Dr. Sağır, bir taraftan diktiği fidanların sulamasını yaparken diğer taraftan kalan 400 fidanın dikiminde yanında olduk ve bizim de bir dikili ağacımız oldu. “Müftülük Hatıra Ormanına” ilk kazmayı bu yılın haziran ayında vuran, günde tek başına 150 fidanı diktiğini ifade eden Dr. Sağır, yaklaşık 2 km’den özel otomobili ile bazı günler 6-7 defa bidonlarla su taşıyarak fidanlara can suyu oluyor.İğne ile kuyu kazan Sağır, kutsal topraklara görevli gittiğinde dahi ağaçları düşünmekten kendisini alıkoyamamış, döndüğünde her birini kendi evladı saydığı susuzluktan kurumuş fidanları gördüğünde içi burkulmuş. Bir din görevlisi ağaç diker de anıları olmaz mı? Fidan dikimi için ihtiyacı olan bel ve çapa almaya gittiği işyeri sahibi Dr. Sağır’ı tanımış. Tanımış tanımasına da; Dr. Sağır beli ve çapayı ağaç dikmek için aldığını satıcıya inandırmakta güçlük çekmiş. Belki de define aradığını zannetti. Astarlızade Hilmi Efendi kabristanı içindeki çeşmeden su alırken gören ve kendisini tanıyan cemaat suyu ağaç sulamak için aldığına inanmak istememiş. O da her halde sulama suyunu şifalı su zannetti.ALLAH’A ŞÜKÜR!“Bu hobi bende küçüklükten bu yana gelen meziyet. Her gittiğim yerde mutlaka bazen 1-2 bini, bazen, 5 bini bulan fidan diktim. İmam olarak atandığın Diyarbakır Bismil’e bağlı Gökçeağıl köyünde para ile fidan alarak cami bahçesine diktim. 9-10 yıl sonra gittiğimde diktiğim fidanlar ağaç olmuş, altında kaz, ördek, hindilerin kümelendiğini gördüm. İmama ‘Bu ağacı kim dikmiş’ diye sorduğumda bana ‘daha önce burada görev yapan biri dikmiş’ dedi. Koca köye 5 bin palamut fidanı diktim. Edirne Suluova’da çeşit çeşit fidan diktik. Van Edremit’te 2 bin 500 fidan diktim. Çankırı’ya tayinim çıktığında ‘Hatıra ormanımız yok mu?’ diye sordum. ‘var, ama tutmadı’ dediler. Baktım ottan geçilmiyordu. Orman Fidanlık Müdürlüğü’nden fidan talebinde bulunduk. 2 bin 500 fidan tahsis edildi. Bin 300 fidanı ilçelere dağıttık. Bin fidanı buraya, kalan kısmını köylere dağıttık. Çankırı merkez ve Kızılırmak bölgesi karasal iklime sahip. Fidan yetiştirmek zor. İnşallah eş, dostun yardımı ile sadece bir fidanımız olsa bizim için kar. İnşallah tutar... Allah’a şükür 500 fidan tuttu.Vaazlarından, yerel gazetelerde yayımlanan köşe yazılarından tanıdığımız, tatil günleri arandığında ormanda bulunan İl Müftü Yardımcısı Dr. Abdullah Sağır’ı bilinmeyen ağaç sevdalısı yönü ile tanıtmaya çalıştık. (İrfan Hoşafcıoğlu)
YAŞAM
13 Kasım 2017 - 07:47
Hobi değil bir sevda
Taşıma su ile dikili ağacı değil hatıra ormanı var
YAŞAM
13 Kasım 2017 - 07:47